Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, gündeme ilişkin soruları yanıtlamak için TRT Haber’in konuğu oldu. Yılmaz, gündeme ve ekonomiye ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor.
Yılmaz’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Çok önemli bir döneme girmiş durumdayız. 4 yıl boyunca seçimin olmayacağı bir dönem, bu bir fırsat penceresi. Ülkemiz adına bir fırsat penceresi neden böyle, orta ve uzun vadeli işlere yoğunlaşmak açısından bu tür dönemler çok çok kritik.
Türkiye’nin iddialı hedefleri var. Türkiye Yüz Yılı diyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 85 milyonu kapsayan aslında hiçbir partinin kesimin değil, hepimizin ortak vizyonu olan Türkiye Vizyonu’nu hayata geçirmek için bu özellikle çok kritik bir geçiş dönemi.
Bu dönemi biz çok iyi değerlendirmek istiyoruz. Türkiye’nin değişimi dönüşümü çok daha güçlü bir şekilde yarınlara yürüyüşünde çok çok faydalı olacağına inanıyoruz. Bu döneme dediğiniz gibi geçen yıl hazırladığımız orta vadeli program ve 12 kalkınma planında şekillenen yol haritasıyla başlamış bulunuyoruz.
Orta vadeli programımız üç yıllık bir program. Burada ekonomimize ilişkin, yine çeşitli alanlara ilişkin yol haritamız ortaya kondu. Neredeyiz diye bakacak olursanız şunu rahatlıkla ifade edebilirim. Orta vadeli programımız işliyor, etkilerini gösteriyor, temel büyüklükler itibariyle baktığımız zaman geçen yılı büyüme de iyi bir şekilde kapattık.
Yüzde dört buçuk büyüme sağladık. İlk defa ülkemiz 1 trilyonu geçti bir trilyon doları ekonomik büyüklük olarak nominal dolar bazında 1.1 trilyonu aşan bir ekonomiye sahibiz . Dünyanın 17 büyük ekonomisiyiz. Satın alma gücü paritesine göre 11 büyük ekonomiyiz. Burada da daha ileriye gideceğimizi düşünüyoruz.
Diğer taraftan kişi başına gelirimiz 13 bin doları aştı. Yine bu dönemde ihracatımız ve turizmimiz ciddi bir performans gösterdi.
Türkiye’ye iyi bir performans koydu ortaya. Geçen yıl mayıs aylarında 60 milyar dolar civarındaydı cari açığımız. 12 ay yıllıklandırılmışı söylüyorum. Yıl sonunu 45 milyar dolarla kapattık. Düştü cari açık. Bu dönem diğer yandan bütçe performansımızda gerçekten son derece olumlu ve orta vadeli programdaki hedeflerden daha iyi gerçekleşti.
6.4 olacak demiştik bütçe açığının milli gelire oranı işte deprem etkisi, EYT, diğer hususlar bütün bunları düşündüğünüzde gerçekleşme 5.2 şeklinde oldu. Yani 1.2 puan programa göre daha iyi bir performans sergilemiş olduk.
Bunlar gerçekten olumlu finansal tarafta da Türkiye bu dönem Real ekonominin yanı sıra önemli iyileşmeler sağladı.
Cari açığımızın düşmesinin bütçe açığımızın düşmesinin yanı sıra Merkez Bankamızın rezervleri yükselme eğilimine girdi. KKM dediğimiz kur korumalı mevduatta ciddi düşüşler sağlandı. Yine baktığınız zaman CDS dediğimiz kredi risk primlerimizde çok ciddi bir geriye gidişi oldu. Yüzde 700’lerden 700 baz puanlardan 300 baz puanlara kadar çok ciddi bir gerileme oldu.
Dolayısıyla yurt dışından borçlanma maliyetlerimizde kamunun ve özel sektörün ciddi bir düşüş oldu. Kurda geçmişe göre yine kur oynaklığının azaldığı bir dönem gördük. Kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemize ilişkin değerlendirmelerinde olumlu değişimler izledik.
Dolayısıyla yani birçok Bu rakamları çoğaltabilirim ama rakamsal olarak da ortaya koyacağımız bir gerçek. Bu orta vadeli program çalışıyor, sonuçlarını görmeye başladık. Ama bu program malum bir yıllık bir program değil, 3 yıllık bir program.
Bu yılın ikinci yarısında ve izleyen yıllarda programın sonuçlarını daha net bir şekilde görmüş olacağız. Enflasyon bağlamında özellikle meyvelerini diyelim etkilerini çok daha net bir şekilde görmeye başlayacağız.
Bir defa şunu söyleyelim bu geçtiğimiz 10 ayda ortaya koyduğumuz performans enflasyonla mücadele içinde bize güçlü bir zemin oluşturdu.
Yani bu az önce bahsettiğim göstergelerdeki iyileşmeler, toparlanmalar aslında enflasyonla mücadelenin zeminini de çok daha kuvvetli hale getirdi.
Enflasyonla mücadele tüm dünyada belli bir süreç, belli bir zaman alıyor bir anda gerçekleşmiyor. Çeşitli dengeleri gözetmek durumundasınız. İzlediğiniz politikaların etkileri belli bir zaman içinde ortaya çıkıyor.
Enflasla ilgili etkileri görmeye başladık. Etkileri geçen yıl ortalama aylık enflasyonumuz 4.3 civarında gerçekleşmiş. Son olarak Mart ayında 3.2 enflasyon gördük. Bunun Önümüzdeki aylarda giderek daha ivme kaybetmesini bekliyoruz.
Yani aylık bazda enflasyon oranımız giderek düşüş trendini gösterecek. Yıllık bazda etkiler ise geçen yılın yaz aylarında özellikle çok yüksek çıkan enflasyonun hesaplar içinde yıl boyu taşınmasından dolayı biraz zaman alacak.
Mayıs ayından sonra Haziran ayı enflasyonundan başlayarak yıllık bazda düşüşleri de göreceğiz. Yılın ikinci yarısında özellikle haziran, temmuz, ağustos, eylül bu 4 ayda daha hızlı bir düşüşü hep birlikte göreceğiz.
Yıllık enflasyon bazında söylüyorum mayıs ayı enflasyonuna kadar farklı bir durum söz konusu. Bunun bu düşüşte tabii baz etkisi var. Program etkisi ve baz etkisi var. Programın etkisi olmasa baz etkisi de olmaz zaten.
Yani bir programınız olmazsa enflasyonu aylık bazla düşüremezsiniz. Yine aynı bazda devam ederseniz zaten o baz etkisi de ortaya çıkmaz. Dolayısıyla sanki baz etkisi otomatikmiş gibi bazen söyleniyor, öyle değil.
O baz etkisinin oluşmasını sağlayan da program. Dolayısıyla yılın ikinci yarısında bu etkileri bekliyoruz.
Enflasyon bizim temel önceliğimiz. Vatandaşımızın da temel sorunu. Biz hep şunu söylüyoruz hükümet olarak Parti olarak vatandaşın sorunu neyse bizim sorunumuz odur.