Suriye’nin kuzeydoğusunda etkinlik gösteren ve terör örgütü YPG/PKK’nin belkemiğini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 11 Haziran’da sözde yerel seçim düzenleme hedefi nde. Sözde oylamanın Haseke, Rakka, Deyrizor vilayetleri ile Halep vilayetinin doğu kesimini kapsaması öngörülüyor. Seçmenlerin sadece terör örgütünün silahlı eylemlerinde yer almış ve 5 yıldır bölgede yaşayan kişilerden oluşacağı belirtiliyor. Türkiye’den oylamaya karşı sert tepki yükselirken ABD Dışişleri Bakanlığı ise bölgedeki unsurlara seçime gitmeme çağrısı yapmıştı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçen hafta ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı görüşmelerde konuyu gündeme getirdiği de basına yansımıştı.
Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan terörizm ve Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Serhat Erkmen, sözde seçimin, daha önce atılan adımların bir devamı olduğunu ve asıl hedefi n “bağımsız bir devlet” kurmak olduğunu söyledi. Gayrimeşru bir aktörün söz konusu olduğunu vurgulayan Erkmen, “Türkiye, müttefi kleriyle ve Suriye’de etkin bir takım ülkelerle bu konuyu görüşüp ilişki kurabilir. Ki muhtemelen bu yapıldı çünkü ABD’ye bakacak olursak bu süreci desteklemediğini çok açık bir şekilde görüyoruz. Bunun kendiliğinden olmadığını, Türkiye’nin bu konudaki diplomatik girişimi ya da ikili girişimlerinin neticesinde olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘MUHATAP TÜRKİYE VE ABD’
Erkmen, “Bu sürecin muhatabı Ankara ve Washington. Çünkü Türkiye, en büyük tehditi algılayan devlet. ABD ise PYD’nin arkasındaki temel güç, sakladıkları da zaten yok. Bu konuda en önemli girişimi başlatabilecek ülke Türkiye, bir diğeri ise ABD; her ikisi de pozisyonlarını belli ettiler. Bu aşamada yapılmaya çalışılan şey yerel seçimin çok ötesinde, burada bağımsızlığa gitmeye çalışan bir hedef var. Geri adım atacaklar. Atmak zorunda kalacaklar” ifadelerini kullandı.